Adi konkordatoda alacaklılar toplantısı İİK m. 301-302’te hükme bağlanmıştır. Alacaklı olduğunu iddia eden her alacaklının, komiser tarafından yapılan ilan ile bildirilen yer, gün ve saatte toplanmasına, konkordatoda alacaklılar toplantısı adı verilir. Konkordato komiseri, alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu da gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Alacaklılar toplantısı ile alacaklıların konkordato projesini oylaması imkânı verilir. Kitabın birinci bölümünde, alacaklılar toplantısının hukuki niteliği, amacı, benzer kurumlardan farkı, iflastaki alacaklılar toplantısının ayırt edilmesi, toplantı nisabının belirlenmesi konuları açıklanmıştır. Kitabın ikinci bölümünde ise, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli bir vadeye tabi alacakların nisaba katılmasında mahkemenin rolü, konkordato projesinin toplantıda sunulması, toplantı öncesi, sonrası yapılması gereken işlemler konuları açıklanmıştır.
Kitabın ilk bölümünde ispat hukuku ile ilgili genel nitelikli konulara yer verilmiştir. Bu kapsamda özellikle konu teorik açıdan değerlendirilmiştir. İkinci bölümde iddia yükü ve teorik temelleri inceleme konusu yapılmıştır. Üçüncü bölümde ise somutlaştırma yükü ve teorik temelleri incelenmiştir. Kitabın kaynakçasına bakıldığında, İsviçre, Almanya ve Avusturya hukuk sistemlerine ilişkin eserlerden oldukça fazla şekilde yararlanıldığı görülmektedir. Kitapta uygulamaya ilişkin Yargıtay Kararları da ayrıca irdelenerek değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bu inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; kitapta somutlaştırma yükünün amacı olarak, delillerin toplanmasının mümkün kılınması, soruşturma ile ortaya çıkan delili elde etme yasağı, savunma imkânın tanıması, bilgi paylaşımının dengelenmesi olarak belirlenmiştir. Kitapta, somutlaştırma yükünün kapsamı ile ne zaman bir iddianın veya savunmanın yeterli bir ölçüde somutlaştırıldığının kabul edilmesi gerektiği çeşitli olasılıklara göre değerlendirilmiştir; somutlaştırma zorluğunun olduğu durumlarda ise somutlaştırma yükünün kapsamının daraltılabileceğine veya genişletilebileceğine ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur.
Dava sırasında davaya konu olan bir mal veya hakkın davanın taraflarının dışında üçüncü bir kişiye devredilmesinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 125’te düzenlenen dava konusunun devri (müddeabihin temliki) hükmü uygulanır. Dava sırasında dava konusu mal veya hak üzerinde kural olarak tasarruf yetkisi kısıtlanmamıştır; ancak dava konusu mal veya hak üzerinde devri önleyici ihtiyati tedbir kararının mahkemece konulması durumunda dava konusu mal veya hak üzerinde tasarruf yetkisi kısıtlanmış olur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 125’e göre, davalı taraf dava konusunu dava sırasında bir üçüncü kişiye devrederse, davacı tarafın iki seçimlik hakkı vardır: 1-) İsterse, devreden ile olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye karşı davayı yöneltir; 2-) İsterse, dava konusunu başkasına devretmiş olan tarafla arasındaki davayı, tazminat davasına çevirir. İlk durumda, dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye karşı davanın devam etttirilmesinde bir taraf değişikliği ortaya çıkmaktadır. İkinci durumda ise, dava konusu tazminata çevrildiği için bir dava değişikliği olduğu ifade edilebilir. Dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada kendiliğinden davacı yerine geçeceği ve dava kaldığı yerden devam edeceği için, davalının bir seçim hakkı yoktur.
Ticari dava, bir başkası tarafından ihlal edilen veya tehlikeye sokulan hakkın ticari bir hak olması ya da haksız talebe (veya talep tehlikesine) maruz konunun ticari olması halinde söz konusu olur. Ticari davalara kural olarak asliye ticaret mahkemelerinde bakılır. Kitap, sekiz ana başlık altında yazılmıştır: Ticari dava, ticari davalarda arabuluculuk, ticari çekişmesiz yargı işleri, ticari iş, ticari davalarda deliller, ticari davalarda yargılama usulü, ticari davaya ilişkin yagılama usulü ve ticari davaya ilişkin yargılama usulleri.
İcra ve iflas hukukunun temeli olan 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun yapılan düzenlemeler ve konulan kurallar açıklanmıştır. Kitapta, temel bilgilerin yanında özellikle icra ve iflâs hukukuna ilişkin Yargıtay kararlarına oldukça fazla yerilmiştir.
Ticari dava, bir başkası tarafından ihlal edilen veya tehlikeye sokulan hakkın ticari bir hak olması ya da haksız talebe (veya talep tehlikesine) maruz konunun ticari olması halinde söz konusu olur. Ticari davalara kural olarak asliye ticaret mahkemelerinde bakılır. Kitap, sekiz ana başlık altında yazılmıştır: Ticari dava, ticari davalarda arabuluculuk, ticari çekişmesiz yargı işleri, ticari iş, ticari davalarda deliller, ticari davalarda yargılama usulü, ticari davaya ilişkin yagılama usulü ve ticari davaya ilişkin yargılama usulleri.
Medeni usul hukukunun temeli olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapılan düzenlemeler ve konulan kurallar açıklanmıştır. Kitapta, temel bilgilerin yanında özellikle medeni usul hukukuna ilişkin Yargıtay kararlarına oldukça fazla yerilmiştir.
Kitap arabuluculuk üzerinedir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından birisi olan arabuluculuk en genel ifadeyle, tarafların, bir veya daha fazla arabulucunun yardımı ile anlaşmaya varmak için uyuşmazlıkların üzerinde sistematik yöntemler uygulayarak müzakere yaptıkları bir uyuşmazlık çözüm sürecini ifade eder. Bu yöntem ile yargı yolu ile karar verilmesine ihtiyaç olmaksızın uyuşmazlık konularının çözümlenmesi mümkündür.
Telif Hakkı © 2024 Börü Hukuk - Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.